Kaybedecek şeyi kalmayanlar umursamaz olurlar. Türkiye de böyle bir görünüm içinde. Çok şey kaybettiğimizi, hatta rejim açısından bir dönüm noktasına geldiğimizi düşünmekle beraber, benim en çok korktuğum ümidimizi kaybetmektir.
Bu yazıyı seçimden iki gün önce yazıyorum. Planlama açısından bir zorunluluk olmasaydı 22 Temmuz’dan sonraya ertelemek ister miydim, pek emin değilim. Seçim sonucundan korktuğumu itiraf etmekten korksam bile, seçim sonrası Türkiye’nin bir kaos ortamına sürüklenmesi endişesini taşıyorum. Dilerim olmaz. Dilemek bir arzudur, bir yakarıştır, güzel bir davranıştır, fakat, isteğe ulaşmak için yeterli değildir. Hak etmek ve hak ettiğini kanıtlamak gerekir.
Deveye sormuşlar, “boynun niye eğri’’; “nerem doğru ki’’ diye cevaplamış.
Kendimize bakıyorum, niye şu işimiz yanlış demeye fırsat bulamadan, neremiz doğru ki düşünüyorum.
– ABD ile sorunlar büyümüyor mu?
– AB ile ilişkiler bozuk değil mi?
– Kıbrıs elden çıktı veya çıkmak üzere değil mi?
– Irak’ın yapılanması bizi rahatsız etmiyor mu?
– PKK denen bölücü terör örgütü siyasal alanda büyük aşama kaydetmedi mi?
– Çağdışı gruplar, kamuda ve toplumsal alanda günlük yaşamı etkileyecek derecede organize olmadılar mı?
– Milletin malı, özelleştirme kavramı adı altında, içte eşe dosta peşkeş çekilip, dışta potansiyel düşmanlara satılmıyor mu?
– Devletin temel yapısı tartışılır durumda değil mi?
– Ülkenin temel konularında kafaları en karışık olanlar bizim entelektüeller değil mi?
– Milletin malını en çok çalanlar malı emanet ettiklerimiz değil mi?
– Yasalarımıza göre mahkum ettiklerimizi, daha sonra yasal olarak affeden biz değil miyiz?
– Suçluları muhakeme yolu ile aklamaya gücümüz yetmediğinde, zaman aşımına uğratarak suçluyu temize çıkaran biz değil miyiz?
Bütün bunları dikkate alırsak bizim eğrilerimiz devenin eğrilerinden daha çok. Böyle bir ortamda yaşayan kişiler, 22 Temmuz 2007’de sağlıklı bir seçim yapabilir mi?
Kaybedecek şeyi kalmayanlar umursamaz olurlar. Türkiye de böyle bir görünüm içinde. Çok şey kaybettiğimizi, hatta rejim açısından bir dönüm noktasına geldiğimizi düşünmekle beraber, benim en çok korktuğum ümidimizi kaybetmektir. Her şeye rağmen, bizim mevcut çirkinlikleri, ahlaksızlıkları ve ihanetleri bertaraf edebilme gücüne sahip olduğumuz inancındayım. Akıllı, gerçekçi, özverili insanların her türlü zorluğu aşacakları ümidimi hiç yitirmedim. 23 Temmuz sabahı, Türkiye’yi tanıyan, Dünya’yı tanıyan, zorlukları yenmeye kararlı bir yönetime kavuşmak dileği ile.
20 Temmuz 2007