“www.indeksiletisim.com”, yeni bir site. Benden bu sitede yazmam istendi. Seve seve kabul ettim. Bu, benim yaşamımda etkin olan arayış sürecinde yeni bir halka olacak. Başlarken ilk yazımda kısaca “arayış”tan söz edeceğim.
Arayış, bir şeyi elde etmek ya da ona ulaşmak için sarfedilen bir çabadır. Farkında olalım ya da olmayalım, hepimiz, bu çabanın içindeyiz. Bir amaç için sürekli didiniriz. Peşinde koşulan amaç, kişilere göre değişebilir ya da bir amaç biter bir başkası başlar. Ama çaba, süreklidir. Yazı yazmak düşündüklerimi okuyucuyla paylaşmak da, benim ulaşmayı arzu ettiğim amaçlardan biriydi. Bir başka ifadeyle arayış sürecimin bir halkası… Ama son halkası değil.
Bütün canlılar, bitkiler, hayvanlar veinsanlar, yaradılıştan bir arayış içindedirler. Beslenme, korunma ve üreme, bütün canlıların ortak çabasıdır. İnsanoğlunda arayışın daha farklı boyutları vardır. Hayatın ilk safhasında içgüdesel bir arayış söz konusudur. Yeni doğmuş bir çocuk daha gözlerini açmadan anne memesini arar bulur ve emer. Bu bir “aş” arayışıdır. İçgüdüsel olarak başlar ve ömür boyu sürer.
Aş temini için “iş” sahibi olmak gerekir. İş ancak bilgi, beceri, birikim sahibi olmakla mümkündür. İşin alt yapısını oluşturmak, arayış sürecinin belki de en zor safhasıdır. İş sahibi olmak için çaba çok önemlidir. Ama her zaman yeterli olmayabilir. Fırsatlar ve imkanlar da büyük önem taşır. Tatmin eden, gereksinimlere yeten bir işe sahip olan insan, doğa kuralı gereği, üremek ve çoğalmak ister. Bu bir”aşk” arayışıdır.
Aşını, işini ve aşkını bulan kişi, bu kazanımlarının sürekliliğini sağlamak için bir güvence, bir güvenlik arayışı içine girer.
Aş, iş, aşk, güvence aşamalarını gerçekleştirmek için insanların büyük çoğunluğu bir ömür harcarlar. Bu kazanımları elde edenler kendilerini hem başarılı, hem de yorgun sayar ve arayışlarını yavaşlatır ya da durdururlar.
Azınlık denebilecek bir grup insan ise tüm bu kategorilerin dışındadır. Onlar ya sahip olduklarını büyütüp çoğaltmanın ya da yeni şeylerin peşinde koşarlar. Varlıklarını çoğaltmak ve büyütmek isteyenlerin peşinde koştukları şey maddiyattır, servettir. Bunlar varlıklarının bir bölümünü muhtaç insanlarla paylaşırlarsa, çabalarını alkışlamak gerekir, çünkü bütün insanların kazanma şansı yoktur.
Yeni şeyler peşinde koşanların aradıklarının ortak adı “bilgidir”.
İnsanlığın, görünen ve görünmeyen evrenin sırlarının ne kadarına vakıf olduğunu bilmiyorum. Ama devede kulaktan daha azının bilinebildiğini düşünüyorum. Bu dipsiz kuyuda çok bilinmeyen olduğu kesin. Öğrenmenin, bilgi arayışının, sonu yoktur. Bu konuda harcanacak çabaların kutsal olduğuna da inanıyorum. Bu dalda arayışlarını sürdürenleri bütün içtenliğimle alkışlarken, bir noktayı önemle vurgulamak istiyorum. Araştırmak, bulmak, öğrenmek ne kadar önemliyse, bilinenlerin kalıcılığını sağlamak ve bilgiyi diğer insanlarla paylaşmak ondan daha önemlidir. Unutmayalım ki, insan, sonlu bir varlık, bilgi ise süreklidir.
Muhtaç insanlara maddi yardım çok saygın bir harekettir. Ama onlara sadece balık ikram etmektir. Bilgiyi paylaşmak aynı zamanda balık tutmayı öğretmektir. Bu yüzden kutsaldır.
Özetle şunu söylemek istiyorum, yaşam tümüyle bir arayış sürecidir. Temel ihtiyaçları kazanmak, çok önemli ve çok zordur. Bunlar elde edilse bile arayış orada noktalanmamalı.
Bilmek, hayatı daha zevkli ve daha anlamlı kılar. Daha çok bilmek, hayatı daha zevkli ve daha anlamlı kılar. Bilmek ile zevk ve anlam doğru orantılıdır. Bildiğini bilmeyenlere “iletmek” çok önemli bir hizmettir.
Arayış ne yaşla sınırlıdır ne de bir hedefi elde etmekle… Arayış beşikten mezara kadar devam eden etmesi gereken bir çabadır. Herkesin her yaşta ve kendi çapında yapacağı mutlaka bir şey vardır. Sis perdesi dağıldıkça, karanlık aydınlığa dönüştükçe, dünyanın güzellikleri ve imkanları daha net görünecektir. Mutluluk artacak, refah artacak, güvenlik aratacak ve doğal bir sonuç olarak insanlar arasında sevgi ve saygı bağları kuvvetlenecektir.
Bu düşüncelerle arayışıma devam ediyorum. Bu düşüncelerle hiç bir iddia sahibi olmadan bildiklerimi ve düşündüklerimi paylaşmak için bu teklifi seve seve kabul ettim.
Ne kadar verdiğimi ya da verebileceğimi değil, verebilme ve paylaşma çabamı önemsiyorum.
Azlar toplanırsa çok olur.